güzel birgün daha...

bugün günlerden pazar...
sabah berbat uyandım, hatta uyanamadım.... dur anlatayım adamım!!!

dün, yani cumartesi haylice yoğundu...tırmanış filan...
gece de pek bi uzun sürdü!
piyasaya çıktığımdan değil tabi ki !!!
evde anne-babayla pineklemece ( adana tabiri:  yani evde çay içip tatlı yemece)

gece 02 olduğunda yataktaki 100. turumu henüz tamamlamıştım:)  battaniyem beni ipekten koza gibi sarmış nefessiz kalmıştım...
bu durumdan kurtulmam epey yordu beni, devasa bir pitonla kanlı güreş yapıyor gibiydim...
kan ter içinde kaldım...
vahşi battaniyemin sıcak koynundan kurtulup ringten düştüm, soğuk bi bardak su içince rahatladım, yatağıma döndüm ve 15 dakika içerisinde uyuya kalmıştım bile...
sabah hemen oldu, gece pek bi hızlı geçmişti yani...ne zorluklarla döndüm soluma, telefonumu elime alıp saate bakmak için.
Nasıl da uzaktı hemen yanı başımdaki sehpa...telefon ise sehpanın bana yakın köşesinde olmasına karşı kilometrelerce uzağımda gibiydi...
didindim ulaşmak için ve anladım ki sabah, henüz olmuş...saat 7!!!
5 saat uyku yeter diye düşünüp, zihnimi kandırmaya çalışıp ayılmaya çalıştım ama olmadı, bu yorgunluk modeliyle kandıramadım yıpranmış sinir hücrelerimi...
sanki hiç uyumamış hatta yatağa bile girmemiş gibiydim!!!
proje rotamdan yeni inmişim gibi hissediyordum...vücudum titriyor, ellerim sızlıyor, parmaklarımda hissediyordum kan dolaşımımı...

bu zihin karanlığımı aydınlatmam 1 saat kadar sürdü, saat 8 olmuştu bile ve ben halen tavandaki beyaz lekeleri izliyordum...kalkıp bir kahve yapmak istedim ama yapamadım !
kahve vardı, yeni almıştım...
sular da kesik değildi, ısıtıcı da sağlamdı...

ama zihnim bulanıktı işte bi kere...
eksik bir ruh hali içerisinde yarım saat sonra yataktan kalktım ve şuursuzca akşamdan hazırladığım tırmanış çantamı sırtlayıp çıktım kapıdan...
ağzımda halen gecenin acı tadı vardı...ne biçimsiz bir tad, ne uyuşuk bir dil...neden dişlerimi fırçalamadığımı hatırlamıyorum...
arzuladığım tek şey o aptal otobüsün gelmesi ve biran önce o rahatsız koltuğu çürümüş bedenimi atmaktı!
dakikalar saatin bölünmüş parçalarına döndü...
...15...30...45...
derken geldi turuncu renkli limuzinim : /
bulduğum ilk koltuğa bıraktım cüssemi ki hafifliği kayda değerdi...
fazlasıyla yavaş gidiyordu ve ben hiç şikayetçi değildim...hatta daha da yavaş gitsin istiyordum. saat erkendi...
ilkkez şikayetçi değil aksine çok memnundum bu durumdan.

aklım bomboştu! zihnimin karanlığı yerini durulmuş sulara bıraktı ve ben kendime geldiğimi hissetmeye başlıyordum...otobüsten indiğim anda yüzümde hissettiğim rüzgarın serinliği ve tazeliği beni iyice ayılttı. yıllardır buluştuğumuz çimenlik farklı bir yer gibiydi sanki...
yeşilliğe vardığmdaki ilk işim sabahın ilk saatlerinde sorumsuzca davrandığım kahve fincanıma sarılmak oldu ve haylice sert bir kahveyi gayet yumuşak yudumlarla verdim bünyeye...

yolculuk kısmını hiç hatırlamıyorum ve sonrasında kayaların dibindeydim...
sonrası da sıradan bir tırmanış günü...
sıradan diyorum ki normal şartlarda tırmanış hiç de sıradan olmayan bir olgudur bana...
ama bugün sabah ve dün geceki hallerim tırmanış günümün sıradan kıldı...

...
...

11.02.2012

uuuu ne gün !!!

yaklaşık 2 aydır gidemediğim Çakıt vadisinde yeniden tırmanmak !!!

sınav dönemlerinde, yoğun dönemlerde, iş-güç stresinin altında ezildiğimiz dönemlerde, sıkıntılı dönemlerde vs vs gibi bir sürü dönemde tırmanamıyoruz ve gerçekten çok sıkıldım, hem duymaktan hem okumaktan...
bu yüzden yazmayacağım o berbat 1 aylık sınav dönemini ve sonrasını ve mızmızlanmayacağım...

neyse ki sonuçlar iyi geliyor, aksi halde pek bi sallamazdım heralde okulu ya da başka bi haltı...
herşey yolunda:)
aman aman yolunda olsun diyorum kendi kendime:)

güneş tüm sıcaklığıyla bizimleydi tüm gün :)
günün yarısından fazlasında tişörtle tırmanmak keyif vericiydi...
hele de tüm gün ve gece hava raporlarında bütün Türkiyenin kar altında olduğunu gördükten sonra böylesine güzel ve baharı müjdeleyen bir gün geçirmek insanı yeniden motive ediyor :)

sabah 9.36da arabadayım...mızmızlanıyorlar geç kaldığım için :)) haha 6 dakika :))
paarrddooonn istemeden oldu bea :))

neyse hemen yola çıktık ve 40 dakika sonra Karaisalıya vardık. 10 dakika sonra da arabadan inip yürümeye başladık...arabayla yukarı çıkan yolu takip ettikten sonra Zeytinlik Sektöre ulaşmak 10 dakika sürüyor :)
nayysss :))

10. dakikanın sonunda elimde kahvemle, oturmuş yeni açtığım ve deneyemediğim rotayı inceliyordum.
güzel görünüyor ama sanki kötü boltlamış gibiyim(!)

ilk bolt çok yerde...neredeyse patikaya çakmışım :))) haha (biraz abarttım galiba)
adı EKSİK ETEK olsun demiştim açtığın zaman:) ve yakışmış doğrusu :)
bi 7 bi de + lısını çıktıktan sonra ısındığımı düşünerek (mmeeeğğğhhhh, hatalıyım) girdim rotaya...
feci yedim tokadı tabi ki !
girişinden 4. bolta kadar olan kısım yüzeyde boldır yaptırıyor...ama zor değil:) ben kötüyüm :))
rotayı tekrar denemedim , ekspresleri de almadım :) dursun bakalım, yarın sabah ısınırım belki :))

sonrasında Fitnes Club rotasını denedim bir kez...girişten itibaren kendimi çok iyi hissettim !

kilit tutamağından sular seller inmesine rağmen ilk kilidi boş ayak, el ense, künde ve biraz da deve güreşi tekniklerini ustaca kullanarak geçtim...tabi ki üstte beni bekleyen niyagaradan habersiz ve ROTA CEPTE ABBBİİİ hissiyatıyla :)
beyninden vurulmak neymiş öğrendim o slobu tutunca...gerçi ona tam olarak tutmak denemezdi, elleştik ya da sobeleştik ya da öyle bişey işte :)
istasyon kısmı da ayrı bi hikaye ki yüzme bilmeyen giremez !!!
...
kısa bi muhabbetten sonra vedalaştık kendileriyle ve ayırdık yollarımızı...güneşlenmesi için yalnız bıraktım rotayı...

tırmanış ya bu, sonu yok ya, durmak bilmiyoruz ya. yetmiyor ya hiçbirşey...ne yapayım, doğasında var !
hemen çeviriyorum rotayı başka  denizlere...

...
Müminin -ben zınavlarla boğuşurken- açtığı rotalardan birine dikiyorum gözümü. adı sanı yok ama güzel keyifli boldır var, üstüne de 2o metre tırmanış var :)) ohh ohh miisss walla :))

Süleyman hocayla aktık hemen rotanın dibine. önden hoca girdi, saolsun flaş çekti :) hemen ardından da ben girdim rotaya ve boğuşmayla da olsa flaş çıkabildim rotayı :)) mutlu oldum :) çok da düşmemişim formdan :)) haha:))


sonra da hızı mı alamayıp yine müminin açtığı ve ilk çıkışını yaptığı, adını hatırlayamadığım, 1o- lik bir rotayı denedim...daha doğrusu ekspres taktım:)
ulan giriş nasıl sert yaaa !
çılgın boldır hamleleri...
kral boldırcıyım diyen adamı mee'letir galiba :)


sonrası da kolay değil ki arkadaş ya ! çatlak-baca, icikli böcüklü, kuşlu yılanlı herşey var ! aklıma gelen ve sıksık kullandığım künde ve deve güreşi teknikleri geldi aklıma:))
ama yok ya, işe yaramadılar :)
neyse, rotanın üstünde daha iyiydim, en azından varlık gösterebildim :))
istasyona ulaşabildiğimde çok mutluydum:)
ama aşağıya ineceğim için:))
yarın tekrar denemek üzere bıraktım rotayı...bakalım, hayırlısı hocam:))

dönüş yolunda birer  soğuk bira iyi geliyor bize :) gelenek haline geldi:))

ve şimdi ev...
ve yarın Çakıt...
...

Hayırlı Cumalar:))

güzel bir sabahın ardından Mevlana sektöre gittik...hava billur gibiydi, mavi bir gökyüzü, ılık bir hava ve güzel rotalar:))

bugün ki performans hepimiz için ortalamaydı. Süleyman hoca Bartabas rotasını tırmandı. Atakan abi de kendi çapında güzel rotalar tırmanarak güzel günün tadını çıkardı.

ben de güne Bartabas rotasıyla başladım. çok güzel, plastikten bozma hamlalerle istasyonda hafif bir serzenişin olduğu pamuk gibi bir rota...elime sağlık :)) sabit derece 8 :)

hemen ardından, ısınmayı tamamlama düşüncücesiyle, 40 metrelik Da Vinci Mode rotasına girdim. Rotanın ilk kısmı 7- kıvamında bol mumlu bir rota ! ama devamı daha az mumlanmış güzel bir rota...rota beni boğazladı ve rotanın üst kısımlarında davul senfonisine başladım :)) ikinci denememde tırmanabildim rotayı...derece 8+

biraz dinlendikten sonra yeni bir rota olan Rock Republic(Volkan Özkan) rotasına girdim ve ilk denememde tırmanabildim rotayı. Orta kısımlarında hafif zorlukta bir kırbaç darbesi var ama devamı gayet akıcı ve güzel bir rota...istasyon klibine de dikkat:)) derece 8+/ 9-

Rock Republic'ten sonra diğer bir klasik olan, L'HOMME A L'ENVERS (Michel Piola) rotasına girdim. hafif negatifte fantastik hamleler ve süper dev kolonet kucaklaması ile 35 metrelik mükemmel bir hat. bu rotayı da ilk denemem de çıkabildim ve çok mutlu oldum doğrusu :)) derece 8+/ 9-

bu rotayla tırmanışı sonlandırdık...kayaların dibinde sıcacık bir telefon görüşmesi ve birkaç yudum kahve içtikten sonra kampın yolunu tuttuk:) elleri yıkamadan içtiğim biralar beni haylice yumuşattı:))
Süper bir makarna-yoğurt menüsünden sonra da kasları soba sıcağına yatırdım :))

yarın Geyikbayırında son tırmanış günümüz :(

sonra Adana...sonra İstanbul :)))

Geyikbayırı durum raporu, episode two :)

offf ne gündü be !!!

sabah erken uyanıp tulumun içinde milyon tur atıktan sonra, Süleyman hoca,mümin ve atakan abiyle güzel bir kahvaltı yaptık. sonrasında çok da oyalanmadan, havanın da güzelliği ile(!) Anatolia sektöre doğru yola çıktık.
Kaptan Kirk, 8-, rotasında ısındıktan sonra, hamlaleri tanımak içn Turkish Airways, 10-, rotasına girdim...hamleler çok da yabancı ve zor gelmediler...
ikinci denememin daha iyi olacağını düşünmüştüm ki...topuğumun kaymasıyla rotanın kilidinin başlangıcı sayılan yerden yuvarlandım :)) hemen inip tekrar girdim ama yalan oldum o denemede de !!!
neyse, rotayı düşerek de olsa tamamladıktan sonra Sarkıt Sektöre gittik ve birkaç rotaya daha girdim.

Zalia, 8+ , rotasını onsayt  tırmandım ve üst kısmını da denemek istedim...tabi ki yalan oldum ! bütün parmaklarım resmen yarıldı...parmak uçlarım açıldı ve nefret geldi...
ama rotayı (high hopes, 9+) tekrar denmek istedim...hata, büyük hata...
rotanın son klibine kadar olan kısım kısmen rahat (8+/9- kıvamında), sonra da ilginç, karışık, değişik bir kısım var...
tabi ki çözmeden geçtim oraları ve ikinci denemem de yalan oldu son metreden !

şiiitttttt !!! ve tabi ki parmaklarımın yarı etleri tutamaklarda kaldı :)

sonra yağmurun da etkisiyle kampa döndük. birkaç bira, dostlarla güzel bir akşam yemeği ve sonrası da şu an :)

görüşmek üzere
...

Geyikbayırı durum raporu :)

ilk round yediğim yumruklarla nakavt olduktan sonra, ikinci gün biraz daha dinlenip ikinci roundtan birkaç sayı almak için ringe geri döndüm :)

ilk gün olduğu gibi ikinci gün de sarkıt sektöre gittik. birkaç rotada -titremeyle beraber- ısındıktan sonra -yanlış anlamalara mahal vermeyelim, hava çok güzel, ılık ve rüzgarsızdı- Ogrimono rotasını denedim...

birinci gün ilk ip boyunu ağır yumruk darbeleriyle ikinci denememde çıkabilmiştim:) derece 8 !!!
günün geri kalan kısmında ve gece, bizimkilerin odun darbelerine maruz kalmıştım !

ikinci gün, rotanın üst ip boyunu denedim ve çok beğendim.
tekrar denemeye karar verdim. ikinci günün ikinci denemesinde rotayı çıkabildim.
derece kutsal kitaba göre 7c+

ikinci gün için fena performans değildi benim için...o rotayla günü bitirdim ve kampa birşeyle içmeye döndük.gece çok uzun sürdü benim için :) Süleyman hocayla beraber, çadırda ve internetimle, horultular arasında güzel bir gece :))

bugün ise erken uyanıp uzuuunnn bir kahvaltı sonrası hayatımın ilk yüksek slackline denemesini yaptım ve çook korktum ! ilk denemelerde süper bloke olmuş zihnimle takılıp kaldım ! sonraki denemeler daha iyiydi ama yine de korktum...hafta içi tekrar gidip deneyeceğim...

daha sonra tırmanış amaçlı Sarkıt sektöre doğru yola çıktık ama yol Climbers Garden'a kadar gidebildi. Murat abiyle beraber, hazırlamakta olduğu rehber kitap için Adanadaki tırmanış bölgelerinin rota bilgilerini bilgisayara geçirdik ve kampa geri döndük...

hava güzel, soğuk ama açık...tırmanış için ideal :)

ooo yes Geyikbayırı:)))

ve sonunda !
tüm o berbat sınavlardan sonra, sonunda Geyikbayırına doğru yola çıkıyorum !

havanın çok soğuk ve yağışlı olmasına ve önümüzdeki günlerde de yağış riski taşımasına rağmen gidiyorum...
hava değişikliği şart !

haberleri yazarım :))

Fitness Club, 8b

today I tried Fitness club and I really love it. the route is 27 meters long, overhang and there are really nice boulder moves from bottom to top !
I'm gonna try again next week :)

photos coming soon :)

see u